Evvel zaman içinde bir film
Ercan Kesal, Bir Zamanlar Anadolu’da filminin ilk gününden başlayarak, çekimin son gününe kadar, tuttuğu notları bir kitapta topladı. Daha önce farklı gazetelerde de bu tuttuğu notlardan yola çıkarak birbirinden etkili hikayeler yazan Kesal, Evvel Zaman kitabında, filmin senaristlerinden biri olarak, film yapım sürecinin tüm sancılarını notlarıyla bizlere aktarmış oluyor. Bir senaryonun nasıl değişeceğini, yönetmeninin tutumunu, oyuncu seçimlerini, yap boz tahtasına dönen çekimleri aktarırken aslında bir sinema güncesi sunmuş oluyor Kesal.
İthaki Yayınları’ndan çıkan kitabın sunuşunda ‘Filmin hikayesinin konuşulduğu ilk günden itibaren, senaryoyu çalıştığımız her günü, senaryodaki dönüşüm evrelerini, tüm film çekme sürecini… hepsini bir günce halinde günbegün yazdım. Bir filmin yaratım sürecindeki tüm aşamaları, ilk elden, samimi ve öznel duygularımı da katarak anlatmaya çalıştım’ diyor.
ÜZERİNE UYUMADAN YAZDI
Bilindiği gibi Bir Zamanlar Anadolu’da, Kesal’ın bir dönem mecburi hizmet için gittiği Keskin’de geçiyor. Aynı kasaba, aynı hastane, aynı güzergahlarda ve gerçek mekanlarda çekilen filmin, güncesi de bir o kadar geçek. Kesal, günlük ve üzerine uyunmadan yazılmalı düsturunca kaleme almış güncelerini. Kitap yayımlanmadan son bir kez gözden geçirdiğinde de imla düzenlemeleri haricinde pek fazla ekleme yapmadığını da belirtiyor.
Kitap, genç bir doktorken Nisan ayında, 1985 senesinde tayini Keskin’e çıkan Doktor Ercan’ın o günkü günceleriyle başlıyor. Devamında ise ‘Kasabalarda hayat bozkırda yapılan yolculuklara benzer. Her tepenin ardında yeni ve farklı bir şey çıkacakmış duygusu, ama her zaman birbirine benzeyen, incelen, kıvrılan, kaybolan veya uzayan tekdüze yollar.’ Cümlesiyle devam ediliyor.
ANLAŞILMIYOR DİYENLERE…
Evvel Zaman, senaryo yazmak isteyen, bir filmin yaratım süreçlerini merak eden insanlar için ideal bir ders kitabı niteliğinde. Kuşkusuz önceden de, film senaryoları yayınlandı. Fakat kitabın farkı, bir senaristin özel notlarından oluşması. İyisiyle, kötüsüyle, gerginliği ve huzuruyla deftere yansıyan cümleler bir bakıma Kesal’ın hayatına dair de ip uçları veriyor.
Kesal kitapta, Tarkovski’nin ‘Bir sanat eserinin düzeyi, ifade ettiği fikir ne kadar derinlere gömüşmüşse ve ne kadar iyi saklanmışsa o kadar iyidir’ cümlesine atıfla, Bir Zamanlar Anadolu’da filmi için sıklıkla zikredilen ‘anlaşılmıyor’ eleştirisine de selam göndermiş oluyor.
MEĞER IŞIK HER ŞEYMİŞ
Son bölümde ise çekim günlerine geliniyor. Kesal bu günlerde her gece, o gün öğrendiklerini sıralıyor: ‘Mutlaka şema oluştur. En kötü plan plansızlıktan daha iyi. İyinin de iyisi olabilir, hemen tatmin olma, yeniden bir daha tekrar et. Meğer ışık her şeymiş. Işığı çok önemse.’ gibi notlar, sinemaya hevesli gençler için de altın tavsiyeler kıymetinde. Pratikte başkalaşan sinema serüvenine başarılı bir oyuncu, yazar ve senaristin gözünden tanık olmak isteyenler Evvel Zaman’ı hemen edinmeliler, bizden söylemesi!