Linç
Yıl 1995. Yolum Paris’e düştü. 1980 zulmünden canını zor kurtarmış bir kardeşimin yanında kalıyorum. Gündüzleri Sorbon, akşamüzeri Pompidou Kültür Merkezi. Gece yarısına kadar Fransızca. Geceyarısı Chatelet’de son RER’i beklerdim, soğuk ve karanlık metro durağında. Yaşlı ve çok zayıf, uzun pembe burunlu bir adam hep aynı köşede Charlie Hebdo satardı. Bir dergi alır, evde Ermeni bakkaldan aldığı beyaz peynir ve rakıyla beni bekleyen arkadaşıma doğru yola çıkardım. Yol boyu, yarım Fransızcamla karikatürlerin balonlarındaki konuşmaları çözmeye çalışırdım…
Yollara atılan taşlar bahane*
Doktor arkadaşımın eşi, doğum öncesi istirahatini evde geçirirken, artık 80’li yaşlara gelmiş kayınvalidesiyle, bir süre birlikte ve çok iç içe yaşarlar. Böyle günlerin birinde,…
Tanık
LÜTFİ EFENDİ Gerçek bir ölüm vakasıyla ilk nerede ve ne zaman karşılaşmıştım çok iyi hatırlamıyorum. Belleğimi zorladığımda bir kış günü geliyor gözlerimin önüne. Çok…
Soma treni
12 Eylül 1980. Darbe gunleri. Bornova yurtlarının başına emekli bir albay getirmişler. Adamın ilk yaptığı, yurdun kapısında durup, kıyafetini beğenmediği öğrenciyi içeri sokmamak. Eli…
Sinema’da senaryo
YAŞAR KEMAL’İN PALTOSU 1960-70’li yıllar. Bu yıllar, iyi yönetmenlerin, zamanın edebiyatçılarıyla yakın temas içinde oldukları bir dönem. Lütfi Akad, Erman Film için filmler çekiyor…
Sinema ve bellek
“Bütün sanat eserleri belleğe dayanır, belleği billursu bir hale getirmenin, somutlaştırmanın araçlarıdır” diyor Tarkovski. Katılıyorum. Üzerine yerleştiği dut yaprağını yiyerek beslenen ve kozasını ören…
Rüyana sahip çık, çalmasınlar!
Her zamanki sabahlarımızdan birisi. Annemde bir tatsızlık var ama. Keyifsiz ve yorgun gözüküyor. Punduna getirip soruyorum. “İlaçlarını düzgün alıyor musun sen?” “Alıyom, alıyom. Bakıcı…
Prensin ölümü
“Bir hayatı yapan çeşitli olaylar insanın ruhunda tortular bırakır. Hatıraları kağıtlara dökmek bu tortuları temizler, yeni bir havanın serinliği duyulur, bu da belki yeni…
Pasolini ve Hasan Hüseyin Abi
BİR ZAMANLAR AVANOS 1969 Temmuz. Okullar tatil olmuş. Her gün, buğday pazarının karşısındaki gazozhanemizde çalışıyorum. Ağabeylerim nefes aldırmıyor. Sadece radyodaki çocuk saati programını dinlememe…
Onat Abi’den sonra…
‘’Güzel bir zamandı…’’ 1989 yılının Kasım ayı. Yağmurlu, ışıl ışıl bir İstanbul. Ankara’dan yeni gelmişim, her şey gözüme güzel gözüküyor. Cihangir’in masum ve henüz…